Translate

15 Nisan 2024 Pazartesi

İLK BOĞAZ KÖPRÜSÜ

İSTANBUL BOĞAZINA İLK 
KÖPRÜ,

Pers kralı 1. Dareios'un İskit seferi sırasında mimar Mandroklees tarafından MÖ 512 yılında inşa edildi.

M.Ö 525 yıllarında Anadolu’yu zapt eden Persler, daha önceki yıllarda komşuları olan İskitleri yaşadıkları toprakları istila ederek, dönemin en büyük İmparatorluğunu kurmak isterler. Persler bu yıllarda eski komşu kavimleri olan İskitlilerin yerleştiği Tuna Boyları ve Doğu Avrupa’daki yerleşimlerine ve Kıta Yunanistan’ın kent devletlerinden Atina ve Sparta’lıların egemenliğine son vermek için bölgeye akınlar düzenler. İşte bu yıllarda Anadolu’dan Balkanlara çıkarken ordularını Çanakkale, İstanbul ve Tuna üzerinden geçirirken karşılaştığı zorluğu aşmak için Çanakkale ve İstanbul boğazlarına mavnaları birleştirerek büyük kayaları urganlarla sabitleyerek köprüler kurmuşlardır. 

İşte tarihte boğazlara ilk kurulan bu köprülerden askerlerini ve mühimmatlarını geçiren Persler Balkanlarda ve Kıta Yunanistan’ı egemenliği altına aldıktan sonra Tuna Boylarında ve Ukrayna steplerindeki İskitlilere saldırmak için yine Tuna nehri üzerine aynı şekilde köprü kurarak egemenlikleri altına almak için savaşmışlardır. Persler bu dönemin en büyük egemen gücü olarak kabul edilir. Daha sonra ki yıllarda Hint Seferine çıkan Büyük İskender gibi onlar da bu yıllarda Doğu Avrupa’daki kavimleri egemenlikleri altına alarak Cihan İmparatorluğu kurmuşlardır.

Tarihin Babası olarak anılan Heredot yazdığı “Historica” adlı kitaptaki anlatıma göre; Pers Kralı 1. Dareios, İskitlere karşı planladığı seferi için son hazırlıklarını tamamladı ve MÖ 512 yılının baharında ordusunun başında kraliyet şehri Susa'dan yola çıktı. “İstanbul Boğazı kenarındaki Kalkhedon'a (Kadıköy) gelen Pers Kralı, oradan gemiye binerek Kyaneai Adaları'na doğru yelken açtı. 

Boğaz üzerinde Karadeniz'in girişindeki yüksek bir burnun ucuna oturan kral, buradan bilinen bütün denizlerin en şaşırtıcısı olan Karadeniz'in görülmeye değer doyulmaz güzelliklerini seyre daldı. Pers Kralı, tekrar gemiye binerek mimar Mandroklees tarafından gemilerin yan yana getirilmesiyle oluşturulan İstanbul Boğazı'ndaki köprüye doğru yol aldı.”

Gemiler önce komut verilir verilmez akıntıda yüzmeye bırakılırdı. Bu şekilde gemilerin burunları Karadeniz ile dik açı yapacak biçimde konumlandırılacağı için Boğaz'ın akıntısına paralel düşer ve akıntı nedeniyle gemileri birbirine bağlayan halatlara binen yükü azaltırdı. Böylesine derin ve geniş su kütleleri üzerinde gemiler birbirlerine demir kıskaçlarla çengelleniyordu.

 Ayrıca Boğaz'da işleyen küçük teknelerin geçişi için köprüde aralıklar bırakılıyordu. Bütün bunlar tamamlandıktan sonra gemileri birbirine bağlayan halatları karadan ağaç burgular ve çıkrıklar kullanarak gererlerdi. Bu şekilde köprünün çatısı oluşturulduktan sonra köprünün eni boyunca kalın kalaslar kesilirdi.

Pers Kralı Dareios, köprüyü tetkik ettikten sonra hayranlık uyandırıcı bir işi böylesine kısa bir sürede başardığı için Samoslu mimar Mandroklees’e ücretinin 10 katını verdi. Mandroklees de bu bağışla, köprüye bakılarak yapılacak bir resim için ödül koydu. Tabloda, şeref koltuğunda oturan Dareios’un, boğaz üzerinde gemilerin bir araya getirilmesiyle inşa edilen köprü üzerinden Asya’dan Avrupa kıtasına geçen Pers ordusunu seyredişi resmedildi.
Mandroklees, tablo üzerine "Mandroklees, balığı bol Bosporos’ta bir köprü inşa etti/Yaptığı bu işin anısını tanrıça Hera’ya sungu olarak ayırdı/Kral Dareios’un planını başarıyla yerine getirerek/Hem kendi onur tacı elde etti, hem de Samoslular’ın ününü artırdı" dizelerini yazdıktan sonra adak olarak Hera Tapınağı’nın duvarına astırdı.

Dareios, Mandroklees’i mükafatlandırdıktan sonra MÖ 512 yılında 740 metre genişliğindeki köprüden Avrupa’ya geçti. Daha sonra boğaz üzerindeki köprüyü oluşturan gemiler ayrıldı. Böylelikle Pers donanması, çeşitli filolar halinde Byzantion, Kalkhedon limanları ile İstanbul Boğazı kıyılarında demir attı.

Murat Arslan'ın 'İstanbul'un Antik Çağ Tarihi/Klasik ve Helenistik Dönemler' adlı kitabında da benzer hikayelere ter verilir.
 
SONNOT; Mandroklees’in yaptığı gerçekten zor , ancak fizik kuralları içinde gayet mümkün bir köprü idi. Nitekim günümüzde orduların su engeli aşan İstihkam Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü taktiklerinden biri de  Mandroklees’in uyguladığı sistemdir. Bunun iki fotoğrafını son görsellere koydum. 
Ancak o zamanlar buna adeta bir mucize ya da sihir olarak bakılmış olması mümkündür. Acaba yüzyıllar sonra sihirbazların kendilerine "mandrake" demesinin Mandroklees ile etimolojik olarak bir ilgisi var mı?
 ( TOLGA EKİNLİ ) 





Hiç yorum yok: