Translate

29 Ocak 2013 Salı

A FOGGY DAY

TRUMP TOWER SISLI TURKEY 

MOON




İTÜ TAŞKIŞLA BİNASI















can bonomo








23 Ocak 2013 Çarşamba

MEVLİD KANDİLİ

İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son Peygamber Hz. Muhammed 571 yılında kameri aylardan Rebiülevvel ayının 12. gecesi doğmuştur. Miladi takvime göre ise bu , 571 yılı Nisan ayının 20 sine rastlamaktadır. Bu geceye " Mevlid Kandili " denir. Mevlid kelimesinde doğum manası vardır. Kandil kelimesinde de ,belli günlerde yakılan aydınlık manası vardır. Peygamberin doğum gecesinde minarelerde kandiller yakılırmış. Bu mübarek geceye doğum günü manasında " Mevlid Kandili " denmektedir. 

O çağda dünyanın her tarafında cehalet , zulüm ve ahlaksızlık yaygın ,Allah inancı unutulmuş , insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş ; dünya yaşanmaz hale gelmiştir. O vahşet devrinde dünyaya bir güneş misali gelen Hz. Muhammed Mustafa tebliğ ettiği İslam dini ile dünyayı aydınlatmış , tek Allah inancı ile kalpleri nurlandırmış , eşitlik , adalet , kardeşlik yaygınlaştırılmıştır. Bu yolda inanan toplumlar gerçek huzura kavuşmuştur. 

Resülullah 'ın dünyaya gelmesi insanlık tarihinin , dünyayı yerinden sarsan önemli değişimlerin en önemlisi ve büyüğüdür. Hz. İbrahim'in " Ey Rabbimiz ! Onlara içlerinden senin ayetlerini kendilerine okuyacak , onlara kitap ve hikmeti öğretecek , onları temizleyecek bir peygamber gönder " - Bakara 2/16 -  diye yaptığı duaya; Hz. İsa'nın " Ey İsrailoğulları ! Ben size Allah'ın elçisi , benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmet adında bir peygamberi de müjdeliyici olarak geldim " - Saf 61/6 - müjdesine ve Hz. Amine 'nin rüyasına mazhar olan Hz. Muhammed Mustafa  dünyaya gelmiştir. 

Mübarek ruhuna salat ve selam okumak kadar ,hatta daha da önemlisi  Hz. Peygamber'in sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmak için  ; ahlak ve fazilet dolu hayatını öğrenmeli ve kendimize örnek almalı, uygulamalıyız....

BAK YİNE AKŞAM OLDU !






8 Ocak 2013 Salı

HER YERDE KAR VAR

TANINMIŞ SANATÇI 2 KEZ OLMUŞ !


İSTANBUL BEYAZI YÜREĞİM (KARTANEM)

Günaydın!
İSTANBUL BEYAZI YÜREĞİM (KARTANEM)
İstanbul, kar beyaz apaydın,
Ben ise yapayalnız ve simsiyah,
Gidermek istercesine boşluğu,
Milyarlarca kar tanesi düşüyor,
Koca yaşlı şehre.
Biri bile beni bulmuyor,
Belki de yalnız kalmaya,
Onlar da korkuyor.
Saat tik taklıyor,
Elim, yüreğim titriyor,
Yine de gelmiyor.
Beyaz yalnızlığı olsa gerek,
Beyaz cennet bu;
Gelinlik giymiş İstanbul.
Biliyorum beyaz da siyah yok,
Siyaha hiç mi hiç yer yok
Bir damlacık siyahlığı aklayacak
Yürekli bir kar tanesi bile yok.
İstediğim yıldız değil ki,
Zaten onlar yerde de çok,
Gökte de çok..
Beklediğim sadece sensin sen,
Kartanem…
Serdar Ural